SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

DİYAT BAHSİ

<< 4592 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حُسَيْنٍ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ الرِّجْلُ جُبَارٌ قَالَ أَبُو دَاوُد الدَّابَّةُ تَضْرِبُ بِرِجْلِهَا وَهُوَ رَاكِبٌ

 

Ebu Hureyre (r.a) den;

 

Rasûlullah (s.a.v): "Ayak (ın tepip vurduğu) hederdir" buyurdu.

 

 

İzah:

Bu hadisi sadece Ebû Davud rivayet etti.

 

Ebû Davud: "Adam üzerinde binili iken hayvanın ayağı ile vurması" dedi.

 

Alimler içersinde, bu hadisin mahfuz olmadığını  söyleyenler vardır. Buna sebep de râviler arasındaki Sûfyân b. Hüseyn'in hafıza zayıflığı ile tanınmış olmasıdır.

 

Munziri, bu hadisi Süfyân b. Hüseyn'den başkasının rivayet etmediği­ni; Mâlik, İbn Uyeyne, Yûnus, Mâmer, İbn Cureyc ve Zebîdi gibi hafız­ların Zührî'den ona muhalif rivayette bulunduklarını söyler. Anılan zâtla­rın rivayeti bundan sonraki babda gelecek olan hadistir. O rivayette "ayak" mânâsına gelen kelime kullanılmamış onun yerine, "hayvan he­derdir, mâden hederdir, kuyu hederdir" denilmiştir.

 

Bu Hadis-i Şerif, üzerinde binili bir adam bulunan hayvanın birisini tepmesi veya ezmesi halinde, bu cinayetten dolayı bir sorumluluğun ol­madığına delâlet etmektedir.

 

Hattâbi Ebû Hanife ve talebelerinin bu hadisin ifâde ettiği mânâ istikâ­metinde görüş sahibi olduklarım, ama hayvanın arka ayağı ile vurması ile ön ayağı ile ezmesi arasında fark olduğunu söyler. Hattâbî'nin ifâdesine göre Hanefîler, arka ayağı ile tepmesi halinde üzerindeki süvariye birşey gerekmediği, ön ayağı ile ezmesi halinde ise verilen zararın diyetini dâ-min olduğu görüşündedirler. Ancak bu bilgi Hanelilere ait fıkıh kitapla­rındaki malûmatı biraz eksik aksettirmektedir. Konu oralarda biraz daha detaylı ele alınmıştır. Meselâ el-Hidâye adındaki eserde şöyle denilmek­tedir:

 

"Hayvanın Ön veya arka ayaklarıyla veya başı ile tepelediği yada diş­leri ile ısırdığı, şeyden dolayı vuku bulan cinayeti, üzerinde binmekte olan kişi damindir. Çarpması halinde de hüküm aynıdır. Ama arka ayağı ile ve­ya kuyruğu ile teptiğinden dolayı olan cinayeti dâmin değildir."

 

Hanefiler bu hükme varırken, üzerindeki binicinin hayvana sahip ola­bilme veya sahip olamama pozisyonunu esas almışlardır. Giden bir hay­vanın arkasındaki birisine tekme atmasında yada kuyruğu ile vurmasında binicisinin kusuru olmaz. Bir kimsenin üzerine basmasında, kafası ile vurmasında yada ısırmasında ise binici kusuru söz konusudur.

 

Hayvanı arkadan süren kişi de, üzerine binen hükmündedir. Önden çe­ken ise sadece ön ayaklar ile ezdiğinden sorumludur.

 

Hindistanlı Hanefi âlimlerinden Muhammed Yahya üzerinde durduğumuz hadisten muradın; hayvanın üzerinde kimsenin olmaması veya ayağından sıçrayan bir taşın birisine değip zarar vermesi ile ilgili olduğunu söyler.

 

Hattâbi'nin nakline göre; hayvanın Ön ayağı yada arka ayağı ile vur­ması veya ezmesi arasında fark yoktur. Her halükârda binicisi verilen za­rarın diyetini ödemek zorundadır. Çünkü ona göre binicisi hayvana tam olarak mâlik olabilir. Hayvanın her türlü cinayetinde hincisinin kusuru söz konusudur.